Yaklaşık olarak bir buçuk saatlik bir seyir yapıyoruz. İblis burnu dışında deniz çokta hırçınlaşmadan Ölüdenize varıyoruz. Lagün ağzında yaptığımız kahvaltının ardından denize atlıyoruz. Bu sırada Baba Dağdan atlayan yamaç paraşütlerini fark ediyoruz. Gökyüzünden yağmur gibi Belcekız plajına iniyorlar. Kaptanımız istersek bu aktiviteye katılabileceğimizi bize hatırlatıyor.
Kelebekler Vadisine gitmek için demir alıyoruz. Kısa bir seyir sonrası dünya harikası bu vadi de öğle yemeğimiz hazırlanırken denizin keyfini çıkarıyoruz. Yemek sonrasında geceyi geçireceğimiz Gemiler adasına doğru seyire başlıyoruz. Kaptanımız yolumuzun üstünde bulunan Soğuk su ve Kalevizi koylarını bize gösteriyor. Gemiler adasına yanaştığımızda tarihe yolculuk başlıyor. Spor ayakkabılarımız ve fotoğraf makinalarımız iş başındalar.
Tarihte en bilindik adıyla Aziz Nicolas adası erken hristiyanlık döneminde MS 3 yy. dini bir merkez haline gelmiştir. Adada üç ayrı klise ve 500 metrelik bir kaçış tüneli bulunmaktadır. Tünelde ki bir başka detay ise içerisinde bulunan merdivenler arasında 17 adet durak vardır. Bu benzetmenin Hz İsa Golan tepesinde çarmıha gerilmeye götürülürken yol boyunca 17 defa dinlendirildiğine atfedildiği yönündedir. Bölge 240 lı yıllarda geçirdiği büyük deprem ile kıyıya yakın yerleşim yerleri kısmen denize doğru yıkılmışsada günümüzde farkedilir ölçüde sağlamlığını korumaktadır.
Adanın en tepesinde deniz fenerine ulaştığımızda güneş ayaklarımızın altında tüm gökyüzünü kızıl bir renge bulayıp batmaya başlıyor. Sonrasında karnımızda çalan çanları farkedip teknemize geri dönmek için harekete geçiyoruz.
Comments